Balıkesirspor'un açılış sayfası

Direktör diye bir kavram Türk Milli Takımında olur mu?

Bence olmamalı.

Onun yerine YÖNETİCİ diyebiliriz.

TÜRKİYE FUTBOL YÖNETİCİLİĞİ

O halde yöneticilik yapan kişi muhakkak futbol dalında akademik kariyere ya da benzeri bir titre sahip olmalı.

Şayet yoksa, pedagojik formasyon almalı.

En az bir yabancı dili ana dili gibi konuşmalı.

Boynuna düdük takıp Milli Takımı çalıştırmamalı.

Tam aksine, Milli takımımızın tüm kategorilerdeki  teknik direktörlerini o belirlemeli.  Teknik adamların icraatlarını sorgulamalı. Onlara planlama ve uygulamada yardımcı olmalı.

Kaldı ki bu görev tek başına yapılamaz.

Ekip kurulmalı.

***

Futbol okullara yayılıp gerekirse okullarda seçmeli ders olarak okutulmalı.

Başarılı olan öğrencilere burs verilmeli. Seçme sınavlarında ek puan hakkı tanınmalı.

Sağlıklı ve sistemli bir altyapı hamlesi için hiç vakit geçirmemeli.

Bunun için de öncelikle ülke gerçeklerine göre bir oyun sistemi oluşturulmalı.

Altyapıdan üst yapıya kadar bütün kulüplerin bu sisteme uygun çalışması, antrenman planlamalarını bu sistemin ruhuna uygun yapmaları mecbur edilmeli.

Tüm kulüplerin idman performansları gözetmenler tarafından sıkı sıkıya denetlenmeli.

Altyapılarda görev yapan tüm antrenörler için de pedagojik formasyon mecbur olmalı.

Yabancı serbestisi kaldırılmalı.

Transfer edilecek yabancı futbolcular için İngilterede olduğu gibi Milli takımda sürekli ve düzenli forma giymiş olma şartı getirilmeli.

Takım planlamasında ağırlıklı olarak Türk oyunculara yer veren kulüplere TFF bütçesinden azımsanmayacak maddi destek sağlanmalı.

PTT 1. Ligde ve Amatör Liglerde yabancı oyuncu oynatma hakkı kesinlikle kaldırılmalı.

***

Yetenekli ve sıçrama yapmış genç oyuncular için tıpkı NBA’da olduğu gibi DRAFT sistemine geçilmeli.

“Parayı veririm, istediğimi alırım” anlayışına sahip kulüplerle, mütevazi bütçelere sahip kulüpler arasındaki uçurumun açılması önlenmeli.

NBA Kulüplerinde olduğu gibi, ligin en zayıf takıma  dahi sıçrama yapan bir genç oyuncuyu alma hakkı verilmeli.

Kısacası NBA’daki Draft Lottery gibi bir denge sistemi oluşturulmalı.

***

Herhangi bir Kulübe imza atan tüm antrenörlerin sözleşmeleri ile birlikte çalışma programlarının bir örneğinin Türkiye Futbol Yöneticiliğine ibraz edilmesi sağlanmalı.

Bu çalışma programları detaylı olarak incelenmeli.

Belli bir normda ve bilimsel gerçekliklerden uzak çalışma programları yapan antrenörlere çalışma hakkı tanınmamalı. Sözleşme imzalasa dahi iptal edilmeli.

Bu durum özellikle altyapılarda çok daha detaylı ve dikkatli bir inceleme içine alınmalı.

Altyapı organizasyonu yapan kulüplerin çalışma şartları, fiziki yeterlilikleri, antrenör kaliteleri, organizasyon yapıları incelenmeli. şartları uymayanların altyapı organizasyonları yapmaları yasaklanmalı.

Her kulübün yaz okulu organizasyonları da belli şartlar dahilinde olmalı.

Yaz futbol okulları ücretsiz olmalı.

***

Kulüplerin Dernek statüsünden çıkarılıp, A.Ş. olmaları mecbur edilmeli.

Profesyonel liglerde mücadele eden tüm Belediye Kulüpleri kapatılmalı.

Bu sayede  bütçesinin binde 7 ya da 12′sini kendi kulüplerine aktaran yerel yönetimlerin,  yeni yasalarla bütçesinindeki aynı miktarı o şehirde faliyette bulunan gençlik ve köy kulüplerine  eşit dağıtmasının  önü açılmalı. Amatör futbol desteklenmeli.

Mali Fair Play şartlarına uymayan tüm kulüplerin faaliyetleri geçici olarak durdurulmalı.

Küme düşürme de dahil tüm yaptırımlar,  FİFA’dan önce Türkiye Futbol Yöneticiliği tarafından uygulanmalı.

Kulüplerde Başkan ve yöneticilik yapma şartları belli bir kurala bağlanmalı.  Her önüne gelen yönetici olamamalı.

Hiçbir iktisadi işletmesi, yatırımı, gelir kaynağı olmayan kulüplerin bütçelerini nasıl oluşturdukları, gelirden çok harcama yaptıklarında da bu gelirleri  hangi yolla edindikleri devlet kurumları tarafından çok ciddi biçimde denetlenmeli.

Gelir ve gider dengesini oluşturamayan kulüpler derhal bir alt lige düşürülmeli.

Kulüplerin reklam ve sponsorluk anlaşmalaı ile, teknik adam ve futbolcularla yaptıkları sözleşmelerin kulüp resmi sitelerinden şeffaf biçimde deklare edilmesi mecbur edilmeli.

Merdiven altı menajerlik yapanlar engellenmeli.

Futbolculara menajer yanında, bir spor avukatı ile sözleşme imzalama zorunluluğu getirilmeli. İhtilaf halinde, Türkiye Futbol Yöneticiliği sözleşmeli avukat haricinden  başka biriyle muhatap dahi olmamalı.

Antrenörlerin bir sezonda en fazla iki takımla sözleşme imzalaması şartı getirilmeli.Bu uygulama ile profesyonel liglerde sıkça görülen antrenör sirkülasyonunun önüne geçilmeli.

***

Daha yazacak çok şey var.

Ancak kıssadan hisse sözün özü şu.

“Türkiye Futbol Direktörü” diye içi boş bir kavram değildir Türk futbolunu kurtaracak  mucize formül.

Böylesine önemli bir yapı ekip ister,

Planlama ister,

Çalışma ve özveri ister.

Herşeyden önemlisi de,

Tek adamla değil.

Çok adamla çıkılacak zorlu bir yoldur.

Ki; bu yoldaki tek rehberimiz “Şans, talih, nasip, kader, kısmet, mucize” gibi kavramlar değil.

Ortak akıl, bilim ve ekip çalışması olmalıdır.

Bu yazıyla ilgili forumdaki tartışmaya katılın

Bu yazı 399 kez okundu.