2016 Avrupa Futbol Şampiyonası , bu kadroyla ancak buraya kadar dedi.
Zaten çıkılması da son anda bizden çok başkasının başkasına atacağı gole bağlıydı,
Dün akşam olduğu gibi.
O zaman akla eskilerden çay bahçelerinde, gazinolarda sıkça duyduğumuz,
” Ben hep yenilmeye mahkum muyum “ diye başlayan şarkının sözleri geliyor.
Biz hep kendi maçımızı oynarken başkasının bizim için gol atmasını mı bekleyeceğiz?
Kendimiz atak geliştirip gol atamayacak mıyız?
Keyifle, gerine gerine takımımızı izlemek , coşmak yerine “acaba diğer maçta şu da attı mı? ” diye gözümüz sahada, kulağımız radyoda milli maç izlemeye mahkum muyuz?
***
Galip gelince Malkaçoğlu gibi dik, otoriter, yenilince “küçük Emrah “ oluveren,
Resmi beyanlarına tekil başlayıp çoğul bitiren, dünya devi (sanan) Hazret – i Terim ” biz bitmeden bitmez” deyiverince gaza gelenler,
Gaz verenler çok oldu.
Türkiyemizin bir ili kadar olamayan ülkeciklerin takımları canla başla oynuyor,
Puanları topluyorlar, şutlara etten duvar örüyor.
Bizim oyuncuların prim hesapları yaptıklarını okuyoruz gazetelerden.
Kılavuzu Terim olanın ana konusu prim olur diye söz mü var acaba ?
***
Dün bir üst tura çıkabilseydik çok sevinirdik.
Ama çıkamadık diye en çok üzülenler kesinlikle TRT spikerleri,
Fransa kafilesindeki harcırahlı TRT turistleri,
Terim’in yanında götürdüğü misafir kadrosundan yakınları , arkadaşları olmuştur.
Fransa turu, tatili kısa bitti diye.
Yazık dün akşam yırtınıyordu spiker Belçika …Belçika diye.
Hatta İtalya maçından da gelen gol haberini canının istediği gibi yorumlayınca uçmuştu kısa süre.
Ama Ayvalık-Edremit kadar İzlanda, Avusturya’yı yenip kendi puanını kendi artırarak,
Kendi bileğinin, yüreğinin gücüyle, başkasına bel bağlamadan, çabası, inadıyla üst tura çıkmayı başardı.
Keza, Ankara kadar İrlanda, güçlü takımlardan İtalya’yı “kendisi ” yenerek, kendi iradesiye, kendi bileğinin hakkıyla puan kazandı, üst tura çıktı.
***
Bu taşıma suyla birşeyler yapma hikayesi bizim Milli Takımımız için alışık bir durum sanki.
Elemelere kalmamız da Kazakistan’dan gelecek galibiyet haberine bağlı değil miydi?
Neden biz kendimiz başaramıyoruz da başkasına muhtaç oluyoruz?
“İşte yendim kardeşim işte benim puanlarım ” deme hakkımız ne zaman olacak?
Fatih Terim galibiyet sonrası açıklamasında farklı kadro yaptığına,
Bu başarının kendi zekasına göre oluştuğuna vurgu yapıyor da:
Diğer maçlarda neden aynı kadroyu sürmediğini,
Her maçta rakiple pes etmeden mücadele edecek bir kadro oluşturmadığından bahsetmiyor.
***
O kadar özel maç ne için yapıldı?
Son uzatma dakikasında atılan golle galip gelinince, açıklamalar zafer kazanmış gibiydi. Ama zaten oynanan özel maçtı…
Amaç kadro oluşturma, deneme, taktik geliştirme değil mi?
Olası rakiplerin oyun anlayışlarına ön hazırlık, filmin ileri karelerini okuma değil midir amaç ?
Resmi maçlara deneme-yanılma bırakılır mı? Bırakılırsa da böyle olur
Geçti İrlanda’nın pazarı sür eşşeğini İzlanda’ya .
Ankara’dan selam ve saygılarla
Bu yazıyla ilgili forumdaki tartışmaya katılınBu yazı 405 kez okundu.
Yorumlar
Geçti İrlanda’nın Pazarı için yorum yapılmamış