Balıkesirspor'un açılış sayfası

Bir takımın güçlü olup olmadığının en önemli verisi yedek kulübesidir.

Soru şu?

Hamle oyuncuları olarak kenarda hazır tutulan 7 futbolcu kalite olarak oynayanların ayarında mı?

Şayet bu soruya ağırlıklı olarak  “Evet” yanıtı veriyorsanız o takım iyidir.

Aksi takdirde problem var demektir.

***

Alın size bir kıyamet senaryosu…

Maç başladı ve henüz 5. dakikada  kaleci Vukovic oyundan ihraç edildi diyelim,

Yerine oynayacak Umutcan‘dan  Vukovic verimi alabilecek misiniz?

Ya da, Eray‘a birşey oldu…

Çağatay‘ı önemli bir yarı finalde gönül rahatlığı ile sahaya sürebilir misiniz?

Rakibin Alişan Şeker, Caner Arıcı, Ahmet Kesim, Timuçin Aşcıgil, Darvydas Sernas, Barış Örücü, Slavko Perovic‘li hamle üstünlüğünü,

Her iki takımın teknik ve idari personeli şimdilik es geçip,

Balıkesirspor’un Umutcan Yüksel, Cüneyt Köz, Hüseyin Tok, Oğuzhan Çapar, Uğur Aktaş, Alfred Sankoh, Berat Tosun‘dan oluşan yedilisine bakıp “Bu kulübe başarı için yeterli” diyebilir misiniz?

***

Bunları konuşmak için en azından bu sezon için geç kaldık tamam ama,

Kısacası şunu anlatmaya çalışıyorum.

Yiğit, Kerim ve Tadic gibi 3 önemli isim şayet kadroda barındırılabilse, iyi idare edilebilse,

“Tehlike anında camı kırıp düğmeye basınız” tarzı bir alternatif olarak başucumuzda dursa,

Multigroup Alanyaspor‘la hamle oyuncusu olarak dengeye gelebilir, hatta dengeyi bozabilirdik.

İşte “Kadro Mühendisliği” denen hadise de budur.

“Sen bunu mu yaptın? Al sana” tarzı bir yaklaşımın kazanmanın formülünde asla yeri yoktur.

Örnek: Sergen.

Her yıldız futbolcu gibi kaprisli ve özel hayatı düzensizdi.

Lucescu geldi, yaşamında yeni bir sayfa açıldı.

Luce onu iyi idare etti. Verimli kullandı. Ara sıra kulağını çekti, ara sıra yanağını okşadı.

O haliyle bile kendisinden büyük verim aldı.

Sergen, şayet gençliğinde Luce‘nin eline düşse, şu an yıldız olarak nitelendirilen Dünyanın bir çok ünlü futbolcusu onun gölgesinde kalırdı.

***

Herşeye karşın,  elde kalanlarla bir savaşın içine girmişsek mazeret yok.

Elbette var olanın en iyisini sahaya sürmeli, en iyi planlama ve organizasyonla sahada dik duruşumuzu son ana dek sürdürmeliyiz.

Bunun için acizane tavsiyem sakin olmaktır.

Lig maçında rakip üzerine haldır haldır saldırmak hoş karşılanabilir,

Kaybedilen puanlar da telafi edilebilir ama,

İki maç üzerinden eleme usulüyle oynanan bir maçta rakibe kamikaze gibi saldırmak,

Bunun sonucunda ard arda kontra yemek de  neyin nesi?

Öncelikle şunu  kabul edelim;

Multigroup Alanyaspor oldukça kaliteli bir kadroya sahip.

Savunma göbeğindeki Sezer ve Sulley’in defansif  özellikleri ve kademe anlayışları  yanında hücuma geçişleri fevkalade.

Özellikle Sulley, hemen hemen her stoperin kabusu olan Zeefuik‘e karşı maçı hatasız tamamladı. Bu çok önemli bir not.

O halde ikinci maçta en büyük gol ümidimiz Zeefuik olacaksa bir B Planı şart.

Bir diğer sorun 2. bölgede.

Eray ve  Muhammet Ali gibi çabuk ve dinamik iki oyuncuya rağmen ikinci topları alamamak çok vahimdi.

Bu bakımdan 2. bölgede ne yazık ki oyuna hükmetme  şansı bulamadık.

Ayrıca, rövanş maçında  bize çok lazım olacak set oyunu oynamayı hiç bilmiyoruz.

Şurası bir gerçek ki;

23 Mayıs Pazartesi günü karşımızda hücum gücü çok daha yüksek bir Alanyaspor göreceğiz.

Caner – Özgür gibi çok hızlı ve etkili iki kanat beki oyunun içine daha çok girecek.

Emre, Tayfur, Sinan ya da  Efecan’da koroya katılınca,

Oyunu forse eden daha dominant bir takımla yüzleşeceğiz.

Bu da özellikle set oyununa karar verme ya da uygulama konusunda bizleri mecbur bırakıyor.

Ofansif ve defansif yönden set oyunu nasıl olacak? Roller nasıl dağıtılacak?

En önemlisi de,

Oyunun gidişatına göre hangi setin oynanacağına kim karar verecek?

Ritim ve tempo ayarlaması dakikalar ilerledikçe hangi seyirde dalgalanacak?

Yani oyunun direksiyonu kimin elinde olacak?

***

Önemli not…

Sakın ola ki, Alanyaspor‘un beklenen temposuna ayak uydurmayalım.

Sakin, akıllı, mantıklı hareket edip,özellikle omurgayı her daim dik tutalım.

Kim onlar?

İlhan-Glumac

Eray-Ragıp (Sankoh)

Bu ikili tandemlerde bir aksama ve zaafiyet olursa, felaket başlamış demektir.

***

Sevgili hocamızın belirttiği gibi, en az Alanyaspor kadar finale çıkma şansımız var.

Üstelik seyirci avantajı da bizden yana.

O halde, şu ana dek anlattıklarımızı kısaca özetlersek.

Rövanş maçında sahada takım savunması ruhuna sadık kalabilecek oyunculara ihtiyacımız var.

Örneğin, ilk maçta kendisini attırmak için elinden geleni yapan bir Erceg‘in bu şablonda yeri var mı yok mu?

Eldeki verilere göre bu durum ötelenemez.

Zira;

Hastalığın teşhis ve tedavi sürecindeki doğru tespitler ışığında tahtaya yazılacak kadro reçetesi maçın ateşi ya düşürecek,

Ya da hasta havale geçirip cayır cayır yanacak.

Karar sizin…

***

Önemli bir konu daha var.

Farkında mısınız bilmem ama, yavaş yavaş değerlerimizi kaybediyoruz.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramında,

Futbolcularımız ellerinde “Dünya Süt Günü kutlu olsun” pankartı ile sahaya çıktı.

Oysa, 30 Mayısta yapılacak kongrede oy kullanmaya hak kazanmış hazırun listesiyle çıksalar  daha mutlu olurduk.

Bakınız o zaman,

50 Liralık aidatını yatırmadı diye hazırun listesinde üzeri çizilen,

Balıkesirspor‘un ilk futbolcusu ve ilk gol kralı Nevzat Kırceylan‘a yapılan habtühata  dahi,

Bu kadar belirgin bir hayret uyandırmaz,

Üye olmadığı, aidat ödemediği halde yönetime girenlerin hoş karşılandığı bu fasit dairede debelenip durmazdık.

Bu yazıyla ilgili forumdaki tartışmaya katılın

Bu yazı 700 kez okundu.