Beşiktaş Süper Ligde inanılmazı başarmak üzere,
Bu konuyla ilgili bir çok şeylar yazıp anlatabiliriz ama konumuz bu değil.
“Peki o zaman Beşiktaş ne alaka?” demeyin.
Çok önemli.
İddia ediyorum.
“Beşiktaş, transferlerle sürekli sirkülasyon ve sakatlıklar yaşadığı bu yetersiz defansı ile Süper Ligde Şampiyon olursa, asrın başarısını kazanacaktır”
***
Refleks olarak, “Niye?” sorusunu sormadan ben yanıt vereyim.
1) Beşiktaş oyunu önde oynuyor. Oyunu önde tutuyor.
2) Oğuzhan gibi bir 10 numarayı ön libero oynatarak daha fazla yaratıcı oyuncuyu sahaya atıp 2. bölgeye hakim oluyor. Topa daha çok sahip oluyor. Az top kaybediyor.Bu durum Sosa’yı da rahatlattığı gibi, verimini neredeyse % 100′e çıkarıyor.
3) Yaratıcı ve yetenekli futbolcularıyla inanılmaz bir pas isabet oranıyla oynuyor.
4) Gomez de dahil, topu kaybettiklerinde herkes topun arkasına geçiyor. (Olcay’ın kısıtlı yetenekleriyle vazgeçilmez olmasının sebebi de bu)
4) Her maçını önde baskı ile oynadığı için de, iki pozisyonun birinde topu ağlarından çıkaran o teneke defansına fazla iş düşürmeden, oldukça yetenekli 2. ve 3. bölgesiyle olayı idare ediyor.
Yani eldekilere göre en iyi kadro ve planlamayla, göze hoş gelen futboluyla hedefe koşuyor.
Defansı da, hücumu da önde planlayıp mükemmel şekilde uyguluyor.
“Passing game” ya da İspanyolcada “tiqui-taca” denilen, “Topa daha çok sahip ol ve onu filelere gönder” anlayışıyla tüm takımlara örnek teşkil ediyor.
Olayın özeti bu.
***
Gelelim Balıkesirspor‘a.
Adana Demirspor maçı kadrosuna bakınca, Balıkesirspor‘un bu maçı alamayacağı zaten belliydi.
Niye?
1) Topu ileride tutan ve takıma nefes aldıran Zeeefuik kulübede.
2) Tecrübesiyle belki de en çok ihtiyaç duyulan maçta Ragıp kızakta.
3) Adana Demirspor maçına dek, 9 Maçta ortalama 22,6 dakika sahada kalan Berat Tosun takımın en önemli gol umudu.
Hiç dikkatinizi çekti mi?
Özellikle Eray, Balıkesirspor kariyerindeki en kötü maçını oynadı.
Neden?
Çünkü, Zeefuik oyuna girene dek 76 dakika gibi uzun bir süreçte Balkesler topu önde tutamadı. Topun kendisinde kalmasını sağlayamadı.
Rakipten çok fazla atak yedi.
Forvetler topu önde tutup takımı dinlendiremediği için, özellikle orta saha nefes alamadı.
% 57′ye % 43 topla oynama oranı bizim lehimize olmasına rağmen,
Oyunu yönlendirme ve topa sahip olma anlamında oyuncularımız topyekün bir sorumluluk anlayışında değildi.
Neredeyse tüm takım, rakibin baskısıyla oyunun büyük bölümünü anaeorop ortamda oynadı.
Bu da oyunda devamlılık ve dayanıklılık anlamında problem yarattı.
Balıkesirspor, bu nedenle de oyunun kontrolünü kesinlikle eline alamadı.
***
Hiç lafı eveleyip gevelemeden açıkça itiraf edelim ki,
Şayet Adana Demirspor bu maçı berabere bitirse, Adana‘ya varıncaya dek tüm kafile başını duvarlara vurur, hatta bir çoğu harakiri yapardı.
Kazanmak için herşeyi yaptılar.
Ya biz?
Ne yaptık kazanmak için?
1-0 yenik durumdayız.
Takımın en kreatif oyuncusu Erceg (inşallah mutlak bir golü kaçırdığı için değildir) oyundan alınıp, yerine Dilaver giriyor.
Yani bir yaratıcı oyuncu çıkıyor, muadili yerine giriyor.
Ne değişecek?
Bu sorudan sonra hemen üstte Beşiktaş için yazdıklarımızı anımsayalım.
Mesele şu.
1) Hedefin varsa, rakip kim olursa olsun önde oynayacaksın.
2) Daha fazla yaratıcı oyuncuyu sahaya atarak topa daha fazla sahip olacaksın.
3) Hele hele mağlup durumdaysan, bu riskleri almakta asla geç kalmayacaksın.
4) Erceg ve Dilaver tarzı oyuncuların aynı anda oynayabileceğine inanacaksın.
5) 1-0 ila 10-0 yenilgide sadece 3 puan kaybedeceğini bilip, risk almakta cesur davranacaksın.
Buna kısaca“Sistem futbolu” diyebiliriz.
Reçete şu!
Bütünsel olarak sakin ve sabırlı oynayıp,
Hem sahanın her karışını, hem de zamanın her salisesini kontrol ederek tempolu oynamayı becerebilmek.
Yani rakibi oynarken seyreden bir Balıkesirspor‘dan, rakibi tarafından seyredilen, oyun ve top hakimiyetiyle her rakibe yılgınlık veren Balıkesirspor’a terfi etmek zorundayız.
Bu kalitedeki bir takım için bunu başarmak çok mu zor?
***
Bu noktada; sevgili hocamız Erceg‘i oyundan alacağı yerde tek ön liberoya dönüp,
Eray ya da Muhammed Ali’den birinden feragat edip Dilaver‘i oyuna atsa,
Hem mantık, hem de oyun kalitesi olarak Balıkesirspor‘a büyük ivme kazandırabilirdi.
Olmadı…
Ama çok geçmeden 2. büyük hata gerçekleşti.
Kerim çıktı, Zeefuik oyuna girdi.
Zeefuik‘in oyuna girmesi tamamen doğru.
Dikine oynayan ve rakip kaleye her mesafeden şut atma melekesine sahip belki de tek oyuncumuz olan Kerim‘in oyundan çıkması tamamen yanlıştı.
Dikkat buyurunuz.
Bu değişikliğin dakikası 76
Yani oyunun bitmesine sadece 14 dakika var.
Daha fazla yaratıcı oyuncuya ihtiyaç varken, Kerim‘in oyundan alınması reva mı?
Cüneyt, İlhan ve Glumac ile üç stopere dönüp, defanstan bir oyuncuyu önde kullanmayı denesek,
Bu değişikliklerden daha mantıksız olmazdı.
***
Balıkesirspor için, “eline geçen tarihi fırsatı kaçırdı” arabeskliği içinde ümitsizliğe kapılmak da doğru değil.
Şu an itibariyle play off içinde yer alan Elazığ ile aramızda sadece 1 puan fark var. Kapatılabilir.
Ama, alttan gelen Gaziantep BBSK ile aramızdaki fark 2′ye, Samsunspor ve Y.Malatya ile 3′e düştü.
Üstelik, Karşıyaka maçından sonra Samsunspor ile iç sahada hayati bir maçımız var.
Bu duruma “Herşey olabilir” şeklinde bir yorum yapabiliriz ama,
Asıl olması gereken yeni bir oyun planlamasıdır.
***
Kendi liginin en iyi defanslarına sahip Balıkesirspor, 7 yenilgi ile kolay yenilmeyen bir takım.
Ama 13 beraberlikle kolay maç da kazanamıyor.
Tabii ki bunda Reha hocanın belki de en az payı var. Zira, hastalık çok önceden vücuda sirayet etmiş.
3 puanlı sistemde yenildiğinizde 3, berabere kaldığınızda 2 puan kaybediyorsunuz.
Balıkesirspor mağlup olarak 21, berabere kalarak 26 puan kaybetmiş. Toplam 47 puan çöpte. Oldukça yüksek bir rakam.
Giresunspor 10 mağlubiyetle bizden 3 puan önde.
Sonuç: “Korkunun ecele faydası yok. Bu 13 beraberliğin en az 3′ünü riske edip kazansak bile, şu an 49 puanla ilk iki hayalleri kuruyor olacaktık”
***
16 Maç sonra gelen iç saha yenilgisinde bu kadar uzun bir yazı yazarak olayı abarttığımı düşünebilirsiniz.
Tıpkı, eski bir futbolcumuza verilen plakette soyadını yanlış yazmayı abarttığımız gibi.
50 Yaşını almış yarım asırlık köklü bir kulüpte
Google‘ ın bildiklerinin çok daha fazlasını bilen bir hafızaya ihtiyaç yok mu?
Bu yazıyla ilgili forumdaki tartışmaya katılın
Bu yazı 532 kez okundu.
YAZARIN DİĞER GÜNCEL YAZILARI:
- “Festina Lente”
- Reçete Şu:”Seyreden Değil, Oynayan Balkes”
- Başbakan Vukovic
- Kerim’in Kerameti
- Davûd-i Makamında Bir Açıklama
SON EKLENEN YORUMLAR:
- Sedat Karakaya - Erginer;”Rakibin Kilidini Açamadık”
- Mehmet Yavaş - Karşıyaka 1-0 Balıkesirspor
- Mehmet Yavaş - Kerim, Tadic’e Yumruk Attı
- Altan Ilker Akyürek - Kerim, Tadic’e Yumruk Attı
- Altan Ilker Akyürek - Erginer;”Rakibin Kilidini Açamadık”
Yorumlar
Reçete Şu:”Seyreden Değil, Oynayan Balkes” için yorum yapılmamış