Bir hafta daha umut tazeledik. Gönlümüzdeki çorak topraklara su serptik. Bakalım bu suyun devamı gelecek mi yoksa hepsinin kökünü kazıyarak şansımızı sıfırlayacak mıyız ? Karabük maçıyla bu sorular cevabını bulmuş olacak. Eğer bu maçı da alırsak şansımız %1’ lerden %30’lara çıkacak. Çünkü Rize takımı son iki haftadabiri deplasmanda Konya Spor ile diğeri de içerde şampiyonluk yarışında olan Galatasaray ile oynayacak.
Kasımpaşa maçına gelecek olursak dizilişte benim şahsen beklediğim gibi Aykut’un cezalı olmasından dolayı, Bülent Cevahir orta sahanın ortasında şans buldu. Başka seçeneği yoktu zaten ama oraya en alışkın isim de Bülent’ti. Abdülhamit’i bu maçta saatli bomda gibi düşünmüştüm ama o da hiç beklenmedik bir şekilde beğenilen bir performans ortaya koydu. Geçen maçta sağ bek olarak başlayıp stopere geçti. Bu maçta da defansif orta saha pozisyonunda oynayan Hamit, Bülent’ten sonra ikinci bir joker oyuncu oldu. Gerek markajı gerekse pas yönünden iyi bir oyun ortaya koydu.
Ermin Zec. Geçen hafta penaltı atışını gole çevirememişti. Belki o penaltıyı atsaydı bir nebze daha derin soluk alacaktık bu hafta. Devre arasında gelmesine karşın takımdaki en golcü isim konumunda Sercan’la birlikte. O yönden tebrik ediyorum. Ancak üçüncü golden sonra Sercan’a koşmaması benim de garibime gitti. Mükemmel bir depar ve sıyrılma ile Zec’e alda at dedi. O da attı sağolsun. Bu görüntü ile takımda ikilem veya oyuncular arasında bir anlaşmazlık olduğunu düşündürdü bana. Her ne olursa olsun Sercan’ın tebrik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Muğdat yine şahaneydi. Agresif biçimde yaptığı presiyle defansı yıprattı. İsaac ise zaman zaman güzel yerlerde durmayı bildi.
Hasan ve Okan affedildi. Bunun Mecburiyetten olduğunu kendileri de biliyordur herhalde. Ama bence ikisi de kötü denmeyecek bir performans ortaya koydu. Burada bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Maç sonunda topla oynama yüzdesi 52 idi. Hangi maçta bu oranı yakaladık bilmiyorum ama önceki haftalardaki oranlara bakarsak bence çok büyük başarı. Korkarak oynayan bir takımdan sonra böyle topa sahip olan bir takım , bu kısıtlamalara rağmen kolay iş değil. Maç esnasında orta sahanın ortasından veya biraz daha ilerisinden defansa top döndürüldü. Bir çoğumuz da buna kızdı belki maç sırasında. Ancak bunu topu kaybetmeme adına iyi kullandık ve en azından rakibe kaptırarak kalemizde pozisyon olmasına engel olduk. Bugüne kadar yediğimiz gollerin bir çoğu bu yüzdendi çünkü. Körü körüne rakibin arasına dalan oyuncu topu kaptırır ve kendi kalemizde pozisyon olurdu. Bunu engellemek bence oyun anlamında önemli bir gelişmeydi. Cihat hocanın “Sonuçta biz düşebiliriz ama alkışla düşelim. Allah Korusun. “ lafı beni gerçekten etkiledi. Bize böyle adam lazımdı başından beri. Gerçeği gösterecek oyuncularına ama kalben de bu takıma bağlı olacak. Olacakmış gibi korkacak. Ama olmaması için de elinden geleni yapacak. Birde son 20 dakika falan takımın birbirine kenetlenmesi için yedek oyuncuların çıkıp destek vermesi tezahürat etmesi çok güzel olurdu. Kendi adıma Gökhan’ın, Ali’nin , Burak’ın çıkıp Muğdat’a Sercan’a , Eray’a moral vermesini isterdim.
Çıkmadık candan umut kesilmez…
Bu yazıyla ilgili forumdaki tartışmaya katılınBu yazı 378 kez okundu.
Yorumlar
Çıkmadık Candan Umut Kesilmez için yorum yapılmamış