BALIKESİR'in takımı BALIKESİRSPOR. Bal Bal Bal…Kes Kes Kes…Balkes Balkes Heeey…

Başımıza gelen her olayın başlangıcında bu sihirli kelimeyi bulursunuz.
“Ne olmuş canım?” diye diye duvara dayandık.
Tüm ahlaki kurallar,
Büyükle küçük arasındaki ilişki ve disiplin,
Aile terbiyesi,
İnanç ve yaşam felsefesi yerle bir oldu.
Babalarımızın mutluluk formülü olan “Bir lokma, bir hırka” da,
“Ne olmuş canım?” diyerek rafa kalktı.

***

İşin sosyal ve toplumsal boyutunu tartışmak istemiyorum.
Bu konudaki nahoş örnekler zaten her daim karşımızda bir ibret vesikası olarak duruyor.
Dolayısıyla ;  “Sana ibret gerek ise gel göresin sinleri” diyerek,
Bu toplumsal erozyonun oluşumuna engel olamayan Yunus Emre de dahil,
Tüm çilekeşler çaresiz kalmışsa,
Bize söz düşmez.

***

Ancak, Türkiye Futbol Federasyonunun yabancı kuralı ile ilgili aldığı karar,
Akabinde atılan sevinç naraları,
Türk Futbolunun kurtulduğunu vurgulayan bazı yazarlar ve spor yöneticileri bilsinler ki;
Tüm sorunlar halı altına süpürülmüş.
Gün kurtarılmıştır.
“Ne olmuş canım?” diyebilirsiniz…
Ama olaya bir de şu yönden bakalım…

***

FİFA’da en çok ihtilaflı dosyası olan ülke kim?
Ekonomik olarak tükenişin eşiğine gelen  futbol kulüpleri hangi ülkede?
FIFA’nın başta milli takım olmak üzere, tüm kulüplerini  5 yıl Avrupa Kupaları’ndan men etme söylentilerinin odak ülkesi kim?
Hiçbir yeterlilik ve liyakata sahip olmamasına rağmen futbol yöneticisi olunabilen ülke neresi?
Dünyanın en çok Belediye ve Belediye güdümlü futbol kulübü nerede var?
O Halde…
Futbol Kulüplerinin yönetim kısmındaki arızalara bakıp da,
Şunu önerebiliriz…
- FUTBOLU İDARE EDEN KURUM VE KULÜPLERİNİN YÖNETİM KURULLARINDA  DA SINIRSIZ YABANCI BAŞKAN VE YÖNETİCİ OLSUN…

***

23. Uluslararası Antrenör Gelişim Seminerinde “Haksızlıklara uğradığınızda sizi kim korur?” sorusuna ,
Katılımcıların % 75′i “Allah korur” yanıtı vermiş.
Teknik adamlarının  işini Allah’a bıraktığı başka ülke biliyor musunuz?
Antrenörlerin bir çoğunun lisanslar arası geçiş, kurs ve güncelleme ücretleri için ödediği miktar kadar para kazanamadığı başka bir ülke var mı?
Lisansı yeterli olmayan bir eski futbolcunun yanına,  pro-lisanslı bir antrenör koyup sahaya sürüldüğü bir lig anımsıyor musunuz?
Antrenörlerin tüm hak ve taleplerinin sağlıklı bir sisteme dayanmadığı başka bir yer var mı?
Yönetici kartıyla sahaya çıkan antrenör hangi ülkede var?
O halde önerim şu;
- ANTRENÖRLERİMİZİ İDARE EDEN KURUM VE DERNEKLERDE DE SINIRSIZ YABANCI BAŞKAN VE YÖNETİCİ OLSUN…

***

Dünya 3′lüğünden sonra,
Günümüzde San Marino ve Andorra seviyesine inen Milli takımımızda da,
Gelecek yıllarda İstiklal Marşımızı dahi okuyamayan 11 devşirme yabancı futbolcu olursa şaşırmayın.
Ama yetmez.
Onlarla iyi iletişim kurabilecek, tercümana gerek duyulmayacak antrenörlere ihtiyaç yok mu?
O halde önerim şu;
- MİLLİ TAKIMDAKİ TÜM ALT VE ÜST YAPILARDAKİ TEKNİK EKİPLERDE DE SINIRSIZ YABANCI ANTRENÖR OLSUN.

***

Diyelim ki, kulüpler alt ve üst yapılarına bir çok yabancı futbolcu doldurdu.
Bir Türk antrenör bunlarla nasıl iletişim kuracak?
Kulüp Müdürü kamp kadrosunu nasıl hazırlayacak?
Örneğin, Ebenezer Oluwafemi Ajilore, Dmytro Anatoliyovych Chygrynskiy, Reza Ghoochannejhad gibi oyuncularınız olursa,
Esame listeleri nasıl hazırlanacak?
Taraftarlar bunların isimlerini nasıl öğrenecek?
Spor yazarları maç kadrolarını nasıl yazacak?
Maçları anlatan spikerler bu futbolcuları nasıl telaffuz edecek?
O halde önerim şu;
- KULÜPLERİN TÜM ANTRENÖR KADROLARI, İDARİ KADROLARI, GAZETELERİN SPOR MUHABİRLERİ, TV’LERİN TÜM  SPİKER VE PROGRAM YAPIMCILARI DA YABANCI OLSUN.

***

İngilizce, “tanrının cezası” veya “lanet olsun” anlamı içeren bir söz söyledi diye kırmızı kart görenler oldu mu?
Oldu.
Peki 11′e 11, yani 22 kişinin mücadele ettiği sahada bir Türk hakemi söylenenleri nasıl anlayacak?
Diyelim ki anladı, onun söylediği kötü sözü raporuna nasıl yazacak?
Diyelim ki yazdı. Onun ne anlama geldiğini kim anlayacak?
O halde önerim şu;
- MAÇLARI YÖNETECEK TÜM HAKEMLER DE YABANCI OLSUN.

***

Sıra geldi seyirciye.
“Ne olmuş canım?”
Seyircilerde de sınırsız yabancı olsun.
Bu kadar yabancılaştıktan sonra,
Oldu olacak seyirci de ithal olsun.
Passolig’e de gerek kalmaz.
Tribünde ne söyledikleri de anlaşılmaz.

***

Herşeyi bir tarafa bırakıp,
Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan’ı lütfen iyi dinleyelim.

Çocuklarımıza bu yaştan itibaren “İyi Vatandaş, İyi Birey, İyi Futbolcu” sloganımıza uygun olarak yetiştireceğiz ve bu çocukları gerçek profesyonel futbolcu haline getireceğiz, futbolun bir meslek olduğunu onların içlerine yerleştireceğiz. Bir kadının oya örmesi gibi yerleştireceğiz bunu. O zaman işlerimiz daha kolay olacak, Türk futbolunda sürdürülebilir başarılar gelecek. Vatan Millet Sakarya’yla, sadece gaz vermekle olmayacak bu iş.”

“Bizim yabancı futbolcu oynatmama yeminimiz var İnşallah ileride Süper Lig’e de çıkarsak bu yeminimizi tutmaya çalışacağız. Bu iddiamızın arkasında durmaya çalışacağız ama, PTT 1. Lig’de kesinlikle yabancı futbolcu oynatmayacağız. Bizim rakiplerimiz mutlaka ya kaleci ya forvet ya da ikisi birden yabancılarla birlikte oynayacaklar. Biz biraz geride başlayacağımız için burada PTT 1. Lig’de iki yıl durma, bekleme dönemi yaşayabiliriz”

***

Şimdi yüksek sesle haykırınız…
Seyit Mehmet Özkan‘ın bu söylemlerine kayıtsız kalıp,
“Ne olmuş canım?” diyebiliyor musunuz?

Bu yazıyla ilgili forumdaki tartışmaya katılın