BALIKESİR'in takımı BALIKESİRSPOR. Bal Bal Bal…Kes Kes Kes…Balkes Balkes Heeey…

Devam eden sezonla birlikte, üç yıldır zirveye oynayan bir takım, oynadığı 27 maçta kendisinden beklenmeyen bir şekilde , üst lige terfi çizgisinin altına inmediği günleri yaşamaya devam ediyor. Dahası,  fikstüre bakıldığında ŞAMPİYONLUK dizginlerini de elinde tutuyor.

Serî galibiyetlerle gelen başlangıçtan sonra;  istemesek te,  her an gelebilecek bir tökezlemeyi  bekleyen bizler , sahada oynanan futbolu etkisiz görüp zaman zaman eleştirenleri, puantajdaki durum adetâ şoka soktu.

Gece maçı güzelliğiyle çok geç tanışan Balıkesir ;  bu heyecanla Atatürk Stadı ‘ nda 47 yılın seyirci rekorlarını kıran bir taraftar topluluğu önünde,  Samsunspor ‘ a   başkaldıran,  güçlü rakibine eksik kalmasına rağmen teslim olmayan bir BALIKESİRSPOR izledi.

Kırmızı Kart haksızlığıyla tetiklenen isyânın,  ertesi hafta devam edemeyeceğini düşünenler,  bu  45 dakika sonrasında, Buca Arena ‘ dan gelen haberler ve görüntülerle yanıldılar. Yanıldıkları kadar da , akıllarının almadığı ŞAMPİYONLUĞA inanmaya başladılar.

İçlerinde tek Balıkesirli bile olmayan oyuncularımız;  90 dakika Bucaspor ‘ a  göz açtırmadan, oyunu kontrol ederek,  hedeflerinin zirve olduğunu , kamuoyunu yönlendirmeye çalışan,  ama özne BALIKESİR olduğunda sağır ve dilsiz taklidi yapan  yığınla bakar kör  cambaza, hem de  oynadıkları siyâset sahnesinde gözdağı verdiler.

47 yıldır BALIKESİRSPOR ‘u seyreden birisi olarak, beş maç saymamı isteyenlere, Samsunspor maçındaki inanılmaz çıkışla başlayan ve  Buca Arena ‘ da 90 dakika  devam  eden kazanma isteği, hırs ve inançla dolu mücâdeleyi göstereceğim. Diğer üç maçı da kusura bakmasınlar, diğer sezonlara ayırdım.

Bu inancın,   Ankaraspor maçıyla başlayacak   final serisinin diğer sekiz  maçına taşınmasını ını görmek  istiyoruz. Sahadakilere teknik açıdan yol göstermenin anlamı yok. “ O cezâlı;  şu sakat,   oynayamıyor !” demenin de . Herkes ne yapacağını, çok iyi biliyor !

İsmail ERTEKİN ‘in Samsunspor maçı devre arasında  “ Çıkın oynayın, kapasiteniz  maçı çevirmeye yeter de artar ! “ anlamındaki sözlerinin tetiklediği kararlılık, skor ne olursa olsun  bizlere seyir zevki de verecek,  bunun karşılığını da elbette getirecek.

Başlangıç havamızın çabuk tükeneceği  inancıyla, sahte iltifatlara tavan  yaptıranlar,  son haftalarda siyâset çamurundan şekil yapmaya çalışıyorlar. Mâlzeme olmamak, futbolcularımızın konsantrasyonuyla oynamamak  gerekiyor.

Şeref Tribünündeki kargaşa, diğer tribünlere sıçramamalı. Akla her gelen şey,   yetkili ya da yetkisiz ağızlardan çıkmamalı. Muhteşem seyirciyi , maç bitmeden “ Meksika Dalgası  ve Samanyolu “ ile rehavete,  “ Oğlum şurdan bi büyük daha ! “ havasına sokmak zararlı.

Genç  tribün liderleri en az sahadakiler kadar ter döküyor ve emek veriyorlar. Daha organize olmaları, taraftarı zaman zaman dinlendirmeleri, takımın temposuna göre rakibi sindirecek şekilde tezâhürâtı ayarlamaları lâzım. Bu hafta daha maç bitmeden “ Şampiyon buraya ! “ diye bağırmalarına anlam veremediğimizi, takımı ikide bir tribünlere çağırmanın psikolojik açıdan konsantrasyon u bozabileceğini  dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Alınganlık göstermeden dinlemeleri ne ve  “Tek Ses “ olmak kararlıklarına sevindik.

Trabzonspor –Fenerbahçe maçı  ortamı sürekli geren bir başkanın bir şehre ve takıma nasıl zarar verdiğini gösterdi. Sahada rol alacakları süreyi tamamlamadan hükmen mağlubiyete mahkûm edilen sporcuların çaresizliklerine çok üzüldüm.

Aynı durumu;  hepimize,  şu fâni dünyada “ Ölümden önce hayat var !  “ dedirten   BALIKESİRSPOR formalı kardeşlerimize yaşatmayalım, keyfimizin içine etmeyelim !

Bu yazıyla ilgili forumdaki tartışmaya katılın