Tarih 25 Ocak 2004
Yer İnönü stadı.
Rakip Samsunspor.
Serdar Bilgili, Başkanlığında 100. Yılında şampiyon olan Beşiktaş,
O yıl yönetici konumundaki Yıldırım Demirören ve Kıvanç Oktay‘ın istifa etmelerine,
Teknik patron Mircea Lucescu ve Menajer Sinan Engin‘in devamlı didişmelerine rağmen,
Bu maça lider ve 24 maç yenilgi yüzü görmeden çıkmıştır.
Son iki yılda sadece 1 maç kaybetmiştir.
43 Puandadır ve en yakın rakibi Fenerbahçe‘den 8, Trabzonspor‘dan 9 puan öndedir.
Samsunspor ise ligin o ana kadarki vasat takımıdır.
Sonuç…
Zago, İbrahim Üzülmez, Ahmet Yıldırım, Pancu ve İlhan Mansız,
Müsabaka hakemi Cem Papila‘dan gördükleri kırmızı kartlarla ard arda duşa gönderilmiş,
Beşiktaş 85 dakikada 6 kişi kaldığı için müsabaka kurallar gereği sona ermiştir.
Bu tarihi maç, 67. dakikada Krita‘nın attığı golle 1-4 Samsunspor galibiyetiyle sürse de,
85. Dakikadan sonra sonuçlanandığı için , 0-4 Samsunspor lehine tescil edilmiştir.
***
Maçın bitiminde Beşiktaş camiası adeta kazan kaldırmıştır.
Ard arda yapılan açıklamalarla Federasyon topa tutulup, Cem Papila istenilmeyen adam ilan edilmiştir.
Özeleştiri hiç mi hiç yapılmamıştır.
Yanıt arayan ve meseleyi açığa çıkaracak şu sorular, ne yöneticiler ne de Beşiktaş‘ın akil adamlar tarafından hiç sorulmamıştır.
“Biz bu maçta niye bu kadar gergindik?”
“Çok rahat konumda olmamıza rağmen neden burnumuzdan soluduk?”
“Cem Papila her ne kadar tavizsiz kartlarına başvursa da, kart gören oyuncular atılmayı hak etmedi mi?”
“Kenar yönetim gözünün önünde cereyan eden olaylara neden seyirci kaldı?”
“Ligin ilk yarısını tartışmasız lider kapatan bu takım, ligin 2. yarısının ilk maçında neden sapır sapır döküldü?”
“Cem Papila ve Federasyonu suçlayıp, maçta amatörce davramışlarla oyundan ihraç edilen futbolcularımızı neden akladık?”
“Futbolcuların yanısıra, teknik ekip ve diğer sorumlu kişilerden neden hesap sormadık?”
“Sürekli bir şaibe yapıldığı ya da yapılacağı iddialarıyla, neden tüm yaşananların dış güçlerin oyunu olduğuna inandık? Futbolcularımızı ve teknik ekibimizi de buna inandırdık”
“Hatayı kendimizde aramak yerine başkalarına yükleyerek, durduk yere bir güvensizlik ve kaos ortamını neden yarattık?”
***
Peki, Samsunspor maçından sonra girdiği fasit daireden çıkamayan Beşiktaş‘a ne oldu biliyor musunuz?
Futbolcular o dakikadan sonra hiçbir maçta sorumluluk almadı.
Oluşan güvensizlik ortamında arkadaşlık ve aidiyet duygusu kayboldu.
Hatayı sürekli dışarıda arayan yönetim Kurulu krizi yönetemedi.
Ve…
O ana dek el üstünde tutulan Lucescu, “Çavuşesku döneminde bile Romanya ligi daha temizdi. Meclis bunu araştırmalı” diyerek, suçu yumuşak bir bilek hareketiyle meçhule gönderdi.
Sonuç…
İlk yarıyı en yakın rakibinin 8 puan önünde lider kapatan Beşiktaş,
Lig bitiminde şampiyon olan Fenerbahçe‘nin 14 puan gerisinde kaldı.
Sezonu 62 puanla 3. sırada bitirdi.
***
Peki, olayın kahramanları ne oldu derseniz?
SERDAR BİLGİLİ: Beşiktaş şampiyonluğu kaybedince, yaşanan olumsuz olaylar ve taraftar baskısı nedeniyle Başkanlık görevinden istifa etti. Yapılan seçimlerde Beşiktaş Başkanlığına Yıldırım Demirören seçildi.
CEM PAPİLA: Beşiktaş maçındaki yönetimi nedeniyle büyük baskı altında kaldı. O cesaret ve dirayetini sonraki maçlarında gösteremedi. Bu maçın ağırlığı altında ezildi ve hak etmediği davranışlara maruz kaldı.
MİRCEA LUCESCU: Söylediği sözler nedeniyle Türkiye Futbol Federasyonu ve futbol medyasıyla büyük sorunlar yaşayarak sezon sonunda Türkiye’den ayrıldı. Ukrayna’nın Shakhtar Donetsk takımının başına geçti.
SİNAN ENGİN: Görevinden istifa etti.
İLHAN MANSIZ: 2003-2004 sezonuna son derece başarılı bir başlangıç yapan İlhan Mansız, nedendir bilinmez devre arası Japon takımı Vissel Kobe‘ye gönderildi.
***
“Bunca laf salatasının bizimle ne ilgisi var?” diye soracak olursanız,
Yanıt vermek isterim de, Jean-Paul Sartre benden önce davranmış bile.
Diyor ki üstad;
“Hayatta yapılacak o kadar çok hata var ki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yok”
***
Tüm bu sağlıksız ortamda yüksek perdeden konuşan,
Hatta avazı çıktığı kadar bağıran bir kamyon insanın arasında,
Kulaklara küpe olması gereken çözümü,
Beşiktaş‘ın o zamanki kadrosunda yer alan ünlü İtalyan oyuncusu Federico Giunti söylemiş de, anlayan olmamış.
Lütfen sessizce dinleyelim.
“Ben o maçta en çok kendi arkadaşlarıma kızdım. Maçtan önce, Samsunspor’lu oyuncuların bizi provoke edeceğini tahmin etmiştim. Arkadaşlarımı da uyardım; ancak kimse beni dinlemedi ve bu tuzağa düştü. “Seyircinin galeyanına gelmeyin, onları unutun” dedim. Fakat amatörce davrandılar. Samsunspor maçını kendi kusurlarımız yüzünden kaybettik. Samsunspor maçında suç bizim arkadaşlardaydı. Mircea Lucescu da bu maçtan fazlasıyla etkilendi. Onun ve futbolcuların çoğunun aklı bu maçta kaldı. Ve her maça yine bir şeyler olacak stresiyle çıktık. Samsun maçından sonra inanılmaz bir kaos ortamı oldu. Herkes birbirini suçlamaya başladı. Futbolcu kendi arkadaşı hakkında konuşuyor, yöneticiler de birbirinden farklı açıklamalar yapıyordu. Şampiyonluk böyle kaybedildi işte. Tek bir vücut olmamız lazımdı, başaramadık.”
***
Ne dersiniz?
Perugia’lı futbol düşünürü Federico Guinti,
“Sussam gönül razı değil, söylesem tesiri yok” diyen ünlü divan şairi Fuzuli’yi tanısa,
Hiç konuşur muydu?
Anlaşılacağını umarak…
Bu yazıyla ilgili forumdaki tartışmaya katılın
Bu yazı 759 kez okundu.
SON EKLENEN YORUMLAR:
Evet ,harika bir tahlil.Yazarı kutluyorum. "Risk yönetimi" önemli bir meziyettir. Ekip ve donanım gerekir.ihmal edildikçe bedeli ağırdır…! Bu da yönetimin işidir.Yoksa uzmanlardan ve "ALANLARDAN…" yararlanmayı zorunlu kılar…! Yönetim,teknik kadroyu kucaklamalı,şikayet ve tahrikten uzak durmalıdır.SEVGİYİ GALİP KILMALIDIR.
Arslan Kardeşim ;
Bu yorularını özelden yazman daha doğru olur. Arkadaşlığımız bilmeyenler BJK lehine ama Balıkesirspor aleyhine yazdıklarına cevap verdiklerinde üzülüyorum.
Arslan tersinden kalkmışssın bugün ! Yazar sapına kadar Beşiktaşlı.Hem de iyi bir Beşiktaşlı.Ben de yazdıklarına katılıyorum. Kusura bakma o maçta KIRMIZI kartların tamamında Cem PAPİLA haklıydı. Bu hakem 1999-2000 sezonunda Balıkesir'de Uşakspor maçında aleyhimize verdiği PENALTI ile direkt çıkmamızı engellemiş, play-off ikinci turundan 85 . dakikaya kadar 2-0 önde olduğumuz maçı da Akçaabat Sebatspor ' a uzatmalarda penaltıyla kaybetmiştik. Bu çöküntü takımı ertesi yıl Amatör Kümeye düşürmüştü. Yâni iş Cenm PAPİLA ' yla başladı. Ama bu Doktor Hakem BJK – Samsun maçında haklıydı KIRMIZI KART larında. Kanaatim budur. Sayende kafama taş düştü. Sağol , allah râzı olsun ! !
Arslan Günay 10.bitirmek kötümü?lige yeni çıkmış bir takım için bu kadar düşük bütçeyle? 2-3 yıl bu ligde kalmak üst lig için iyi bir zemin hazırlığı olur zaten…
Bjk kadar… düşsün kafana,Bjk düşmanı,Asaf bey.Balkes'ten de bişey olmaz,zaten düşüşte,10.bitirir.
Bu sayfada bugüne kadar okuduğum en güzel ve etkilendiğim yazı bu oldu..
Üstelik yazar Beşiktaşlı, sıkı bir Beşiktaşlı .
Ey Zeki DOĞAN ;
İyi güzel de, küpeyi kimin hangi kulağına takacağız ?
Bugün takması gerekenlere kadar o kadar kulak atladık ki !
Popomuzu yırtıyoruz, bağırıp çağırıyoruz aldıran var mı ?
Sadece PTT 1. Lig de (hem de iç saha maçlarını TV yayınlamasına rağmen) 7.500 seyirci ortalamasına ulaşmış bir takımın ivmesiyle, şehirde yaşayıp şahit olduğumuz bu canlılığı, Amatör Kümeye gömülmüşken 7 yılda canlanıp koşmaya başlayan bu cenazeye, tüm Balıkesir 'in destek vermesini sağlayamadıysak, git Balıkesir Doğumevine her yeni doğana, ikişerden 4 küpe tak !
İşe yarar mı ?
Bu desteği, PTT 1. Lig 'in onca gösterişine rağmen vermekten çekinenlerin önündeki engel ne ?
Neden bu diriliş, şahlanış dönemi iyi yönetilemiyor ?
Üstelik son 4 maçın çöküntüsüne rağmen bu takım hâlâ iddiâlı bir yerdeyken, neden bunu sorgulamıyoruz ?
Cevabı herkes biliyor da neden söyleyemiyor ?
Ne dersiniz konuşalım mı ?
Bırakalım, Samsunspor, Ankaraspor , Şanlıurfaspor maçlarını da Hatice'ye gelin , Hatice'ye !