BALIKESİR'in takımı BALIKESİRSPOR. Bal Bal Bal…Kes Kes Kes…Balkes Balkes Heeey…

Bir zamanlar Steven Spielberg’in yapımcılığını üstlendiği “Amazing Stories- İnanılmaz Öyküler” diye bir dizi vardı. 25 dakikadan oluşan, fantastik filmleri ünlü yönetmenler yönetmiş, birbirinden tanınmış oyuncular rol almış ve dizi bir fenomene dönüşmüştü. Yıllar sonra bu filmleri video kaset formatında da izleme imkanı bulmuştuk.

Balıkesirspor’da son yıllardaki gelişmeler de bana Spielberg’in filmleri kadar inanılmaz geliyor. İşte size bir demet:

* Balıkesirspor 3. Lig’de şampiyon olup, 2.lige çıkar. Başkan Rafet Çetinel’dir. Ama şampiyon takımın başarılı başkanı görevi bırakmak zorunda kalır. Çetinel’in başkanlığı neden bıraktığını kimse anlayamaz. Kimse de tatmin edici bir açıklama yapamaz.

* Rafet Çetinel’in yerine başkan aranır. Genç Belediye Başkan Yardımcısı Tuna Aktürk’ün başkanlığına karar verilir. Partilileri ve belediye çalışanları bile kendisini kutlarken, O ‘daha belli değil’ der. Az sonra da başkan olur.

* Balıkesirspor, Şanlıurfa ile şampiyonluk yarışına girer. Balıkesirsporlu teknik heyet ve futbolcular okul okul gezip, şampiyonluk pastası keserken, yöneticiler de ‘Urfa acaba bu hafta maçını Kasımpaşa’da mı yoksa bir başka stadda mı oynayacak’ diye papatya falı açar. Ligin en kritik maçı olan Konya Torku maçı öncesi hiçbir yöneticinin aklına takımı alıp, bir kaç gün önceden örneğin Nevşehir’e kampa götürmek gelmez. Bal-Kes Konya’da maçı kaybeder. Aslında şampiyonluk şansı hâlâ vardır. Ama kafalarda iş bitmiştir. Of’tan kendi sahasında 5 gol yer ve tüm umutları yok eder..

* Şampiyonluğu kaçıran Balıkesirspor,  Denizli’de ki Play-Off’tan 5’nci kez ‘of’ çekerek döner. Bir önceki sezon Tokatspor’a kiralanan Ekrem Sarıçam attığı gollerle yıldızlaşmış, takımını ligde tutmuştur.  Ekrem’le yeniden sözleşme imzalanır. Herkes Ekrem’in Tokat’taki performansını bu kez Balıkesir’de göstermesini beklerken, o lig başlamadan bir başka takıma  satılır.

* Ekrem Sarıçam vakasından önce bir de Caner Arıcı vakası vardır. Caner transfer edilir. Zamanın teknik direktörü Selahattin Dinçel, Caner’in sakat olduğunu oynayamayacağını söyler. Caner Şekerspor’a kiralanır. Tüm maçlarda oynar, hatta kupa maçında Galatasaray’a gol bile atar.

* Balıkesirspor, İnegölspor’u yener, liderlik koltuğuna oturur. Başkan futbolcuları saha ortasında toplayıp ‘bu takımı şampiyon yapmadan gidecek var mı?’ diye sorar. Ama teknik heyeti yanına çağırmayı unutmuştur. Teknik Direktör takımı liderken, basın mensuplarının yüzde 80’ini sevindirmek için istifa eder ve gider. Başkan teknik direktörün istifasını basın mensuplarından duyduğunu söyler. Yönetim acilen toplanır ve istifayı oybirliği ile kabul eder.

* Daha önce şampiyonluklar yaşamış yeni hoca (İsmail Ertekin) fırtına gibi gelir. Bir medyum gibi ‘kesin şampiyonuz’ der. Bal-Kes yeni hocasıyla ligin vasat takımlarından Kırklareli’ne hem de kendi evinde yenilir. Ama yine de ilk yarıyı lider bitirir.

* Lige ara verilir, futbolculara yine takımdan gitmek isteyenlerin olup olmadığı sorulur.. Futbolcular tatil için memleketlerine, sevdiklerine, akrabalarına gider. Başkana ve teknik direktöre göre hatta futbolculara göre gitmek isteyen yoktur. Ama gol kralı Coşkun Yılmaz, hocanın sistemine uymadığı için gönderilir. Yanında ki Erhan Küçük tüm kariyerine rağmen bonustur. Kaleci Recep Biler ve kaptan Orhan Terzi’nın neden gönderildiğini ise kimse anlamaz. (En büyük suçları bir zamanlar Altay forması giymek olabilir)

* Kral sisteme uymadığı için gönderilmiştir. Ama sistem belli değildir. Futbolcuların gönderildiği gün hoca takım için en iyi düzeni(sistemi) bir ay içinde yapacakları çalışmalar sonucu belirleyeceklerini açıklar.

Gerçekten inanılmaz değil mi?

Size daha da inanılmazlarını söyleyebilirim.

Örneğin teknik direktör Mesut Dilsöz’ün İnegölspor maçından sonra istifa edeceği günler öncesinden konuşuluyordu.

Bir başka inanılmaz olay…

Hiç kimse gitmek istemese de, hiç kimse göndermek istemese de bu takımdan en az 4-5 futbolcunun ayrılacağını tahmin etmek için Nostradamus olmaya gerek yoktu.

Gerçekten inanılmaz değil mi?

Coşkun’un gönderilmesine ise hiç kimse en başta da rakiplerimiz inanmaz sanırım.

Takımın en büyük gol gücü. Son iki yılın gol kralı. Takımın bu sezonda en golcü ismi. Bu adamı göndermek bindiğin ağacı kesmek ya da gazeteci arkadaşım Mahmut Acaröz’ün benzetmesiyle Barcelona’nın Lionel Messi’yi göndermesi gibi bir şey.

Fenerbahçeli Alex’in başına gelenleri düşününce de  olsa olsa ‘Aziz’lik denebilir.

Spielberg’in “İnanılmaz Öyküleri” ne yazık ki artık çekilmiyor.

Ama Balıkesirspor’da ki inanılmaz öykülerin süreceğine emin olabilirsiniz.

Örneğin “bir kaleci alacağız” derken 5 futbolcuya daha kırmızı beyazlı formayı giydirebiliriz.

Ne olur şaşırmayın…

Bu yazıyla ilgili forumdaki tartışmaya katılın