Ne ilginçtir şu futbol…
Yeşil çimlerin üzerinde sergilenen o hayal dünyası içinde,
Teknik adamlar profesyonel…
Futbolcular profesyonel…
Masörler profesyonel…
Doktorlar profesyonel…
Menajerler profesyonel…
Hakemler profesyonel…
Profesyonel olmayan tek organ kim?
Yönetici.
***
Alınan sonuçlara bağlı olarak.
Yanlışların doğru, doğruların yanlış olabildiği tek sektör değil midir futbol?
Diyelim ki ;
90 dakika içinde yanlışların en dik alasını yaptınız.
Hiç önemli değil…
90+ bilmem kaçta o meşin yuvarlak filelerle buluşmaya görsün.
İmparator ya da Padişah olmanız işten bile değil.
Ya da tam tersi.
İşin tirajikomik yönü,
Yanlış yaparken kazanan, doğru yaparken kaybeden bir arabeskliği kabulleniştir.
Spor kritiği yerine,
Skor kritiğinin yapıldığı Amatörlüktür.
Üstelik profesyonel arenada…
***
İstikrar…
Ne sihirli bir kelimedir ve futbol dünyamızda sıkça kullanılır.
Genelde başarının ana kaynağı olarak görülür de,
Başarısızlıkta ortadan sıvışıverir.
Ve işin bir başka önemli kısmı,
Başarıda istikrarın payını göz ardı etmeyen o yüksek karar organları,
Başarısızlıkta da bir istikrar olabileceğini asla kabul etmez…
Ta ki araba duvara toslayana dek.
Geçici bir şaşkınlık, telaş, panik hali…
Sonrasında yine İstikrara devam.
Şoförde istikrar, arabada istikrar…
Ya duvar ?
Onu düşünen yok.
***
Herkesin hakkında fikir yürüttüğü kurumsallaşma konusunda,
Dünyada her ülkeden ileri olduğumuzu iddia ediyorum.
Allah aşkına…
Liverpool şehrinde Liverpool Belediyespor diye bir takım duydunuz mu?
Duymadınız…
Peki…
İtalya Seri A’da Roma Belediyespor diye bir takım var mı?
Yok.
Bu İngiliz ve İtalyanlar çıldırmış olmalı.
Kurumsallaşmayı şirket olmaktan,
Kulübü ticari bir işletme olarak kabul etmekten ibaret o sabit fikirleri bir gün kafalarına dank edip gerçeği görecekler.
Bir kuruma ait olmayan futbol takımı nasıl kurumsallaşacak?
Güldürmeyin adamı…
***
Bir zamanlar Bursaspor‘da futbol oynayan İvan Ergiç,
“Beni, sektörün bir parçası olmama rağmen sektör hakkında fazla eleştirel konuşmakla suçlayanlar var. Ama kanımca, bu işlerin içinde olup da her şeyi ve bu arada profesyonel futbolun karanlık yanlarını tarif edebilecek daha iyi bir örnek bulunmuyor. Pek çok insanın, böylesine büyük bir sahnede hangi amaçlara hizmet etmek için yer aldıklarını kavrayamadıklarına inanıyorum. Bu da benim için gerçekten bir ayrıcalık.” diyerek yine tekere çomak sokmuş.
Ah be güzel kardeşim.
“Futbol, görüntülerle ve yanılsamalarla yaşar.” dedikten sonra başka söze gerek var mıydı ki?
***
Chelsea Teknik direktörü olduğunda Mourinho ne demişti ?
“Benim bir Uefa, bir Şampiyonlar ligi kupam var. Sizin neyiniz var?”
Dut yemiş bülbül gibi kendisini itaatle dinleyen futbolcularına şov yapan Portekizli‘nin o andaki en büyük şansı,
İvan Ergiç gibi bir futbolcuya sahip olmamaktı.
Yoksa her tekere çomak sokan o uslanmaz isyankarın Mourinho‘ya yanıtı,
“Bir Aslan miyav dedi” şarkını gırtlağı patlayıncaya dek haykırmak olurdu.

Yorumlar
Bir Aslan miyav dedi! için yorum yapılmamış