Dünya’yı peşinden koşturan,
Patlamadığı sürece genellikle yuvarlak,
Ne zaman nerede ve hangi deliğe gireceği de kestirilemeyen o meşin top,
Akıl almaz sürprizleri ve yarattığı heyecan dalgasıyla,
Birbirine Fransız insanların bile ortak bir tartışma ve tanışma konusu.
***
Zaman zaman duygusal gel gitler yaşansa da şu bir gerçek ki,
Futbol, Dünya‘mızın en büyük sosyal olayıdır.
Bu bakımdan ondan ne ayrı, ne de gayrı kalmak olanaksız.
***
Futbol‘un bu cazibesi ve sevgisi üzerine kelimeler bile kifayetsiz kalır bak bu doğru.
Ancak,
Tıpkı yeşil çimler üzerindeki taktiksel dizilişler gibi,
Bu sevgi’nin de farklı biçimleri var.
***
Belki yaşımızı başımızı aldığımızı itiraf gibi olacak ama,
Daha dün gibi anımsadığımız,
Gazete parçalarından,
Çimento kağıtlarından,
Bez ya da plastikten yapılmış o sihirin peşinde koşarken duyduğumuz keyifin yerinde yeller esiyor.
***
Siz hiç,
Binbir güçlükle alınıp,
Çoğunlukla bayram sabahlarında yastığınızın altına konan o bir çift kundurayı ilk giydiğiniz caddede,
Önünüze çıkan bir gazoz kapağına şut attınız mı?
***
Ya da;
Çayırda, sokakta,
Arsada, tarlada,
Koridorda, sınıfta o meşin yuvarlağın peşinden koştunuz mu?
Mahalledeki boş arsada attığınız bir şutla komşunun camını kırdınız mı?
Terzi Mustafa amcanız Sümerbank‘tan aldığı renkli patiskadan size forma dikti mi?
Çıplak ayakla da olsa koştunuz mu bir sevginin, sevgilinin peşi sıra…
***
Adım gibi eminim ki;
Geçmişteki karşılıksız sevdamızın üzerine çöken bir kara buluttur şimdiki futbol dedikleri?
O Kayıkçı kavgaları sahte…
Birbirine dostane uzatılan eller, söylenen, anlatılan herşey sahte…
Bataklıkta çıkar kavgalarının acemi aktörlerininin, sütten çıkmış ak kaşık edebiyatı yapmaları külliyen sahte…
TV’lerde rating uğruna binbir şaklabanlıklar yapanların cümlesi sahte…
Sözde taraftarlık kisvesi altında rant uğruna debelenen ham hum şarolopçuların alayı sahte…
Takım sevgisi, kent sevgisi, semt sevgisi sahte…
Rekabet sahte…
Makamlar sahte…
Cezalar sahte…
Ödüller sahte…
Hatta…
Biletler bile sahte…
***
Pazarda görseniz…
Tezgahından alışveriş bile yapmayacağınız ölçülerdeki bir yığın insanın içinde olduğu şu ortama bakıp da,
Geçmişteki o pür-ü pak sevdaya ah etmemek mümkün mü?
***
Futbol mu değişti?
Yoksa biz mi bilemiyorum ama…
Keşke çocukluğumuzdaki horoz şekeri gibi,
Eriyip bitmeseydi futbol…

YAZARIN DİĞER GÜNCEL YAZILARI:
- Shankly’nin heykeli kime benziyor?
- Çekirge…
- Ah bu şarkıların canı sağolsun
- “Kaldıramazsan kaldırırlar gülüm”
- Dol Karabakır…
Yorumlar
“Sahte…” için yorum yapılmamış